İnsan Hakları ve Gazetecilik: Recep Kavuş’un Cesur Yolu

İnsan Hakları ve Gazetecilik: Recep Kavuş’un Cesur Yolu

Röportajlar - 1 hafta önce

Röportaj: Yusuf KavakKonuk: Recep Kavuş

Nerede bir hak ihlali varsa, karşısında bulabileceğiniz biridir Recep Kavuş.

Hak ihlaline uğrayanın diline, dinine de bakmaz ayrıca…

Nerede çevre kirliliği ya da doğa katliamı varsa, ilk karşı çıkanlardan biridir. İyi bir çevrecidir. Cesur bir gazetecidir aynı zamanda. Haklıyı savunmaktan vazgeçmez, ne pahasına olursa olsun…

Hayvansever bir kişiliğe sahiptir. 2024 yılında çıkardığı Hasankeyf Perileri adlı kitabıyla da artık bir kitap yazarıdır. O, çok yönlü yapısı ile toplumda rol model olarak görülmesi gereken isimlerden biridir.

Yaşadığı kent için elini taşın altına koyabilen cesur insanlar oldukça, o şehirde umut var demektir. Batman gibi şehirler de Recep Kavuş gibilere dayar sırtını. Bilir ki haksızlığın karşısında duracaktır, bilir ki elini masaya vuracaktır.

Recep Kavuş gibiler hep var olsun…

Kadraj Dergisi’nde bir Recep Kavuş sohbeti ile baş başa bırakıyorum sizleri.

Keyifle okuyacağınızdan eminim.

-Sevgili Recep Kavuş, sizi bütün Batman tanıyor. Ama sizi daha yakından tanımak istiyoruz. Bize gençlik yıllarınızdan ve doğup büyüdüğünüz aileden biraz bahseder misiniz?

Bütün Batman’ın beni tanıması için bu devirde ya iktidar partisi milletvekili, ya da çok paramın olması gerekir. Bu ikisi de bende yok, dolayısıyla çok tanındığıma inanmıyorum. Kendimi kısaca tanımak gerekirse, belki de dünyanın en insancıl, emekçi, haksız kazanca bulaşmayan, kapıları herkese açık olan bir anne, babadan ve adeta cennetten bir parça olan bir köyde dünyaya geldim. 5 kardeştik, koyunlarımız, sulu ve kuru tarım yaptığımız tarlalarımız vardı. Gençlik yıllarıma kadar bir tarafta köy işleriyle uğraştım, bir taraftan da köyümüzde okul olmadığı için okulu başka köyde ve ilçeye her gün yürüyerek gidip okudum. Köyümüz de çok renkli bir yaşamı vardı; bir tarafta Ezidi bir aile, ağalığın hakkını tam veren bir amca, bir de köyümüz sınırları içerisinde şeyh ve müritlerinin sürekli geldiği bir mezarlığı olan bir yerdi. Siirt Batman Karayolu’nun kenarında bir köy. 17 yaşından sonra köyden ayrıldım, Çanakkale’de bir yol inşaatında çalışmaya başladım. Sonra Antalya ve Şırnak’ta şantiyelerde çalıştım. Askerlikten sonra bambaşka bir sayfa açıldı yaşamımda; Hürriyet Gazetesi Beşiri Muhabirliği’ne başlamam hayatımın dönüm noktası oldu diyebilirim.

Bugüne kadar neler yaptınız?

Askerlik sonrası gazeteciliğe başladım. Yerel gazetelerde muhabir ve köşe yazarlığını hak temelli sürdürdüm. Batman’ın il olması için uğraş verdim. Tarihi ve kültürel mirası sahiplendim. Çevre ve doğanın korunması için Batman’da duyarlılık ve toplumsal bilinç sağlamaya çalıştım. Ezilenlerin, ötekileştirilenlerin, yoksulların yanında hep yer aldım. Batman’da sivil toplum alanında çalışmalar yürüttüm. Kültürel, sanatsal, sportif topluluklar içerisinde yer aldım. Gazeteci, insan hakları savunucusu ve bir çevre aktivisti olarak evrensel değerlere bağlı kalarak çalışmalarımı yürüttüm.

-Nerelerde görev aldınız?

Belediyeye basın kadrosundan işe girdim, 10 yıl Belediye Basın Müdürlüğü görevini yürüttüm. Batman Gazeteciler Cemiyeti, Batman Çevre Gönüllüleri Derneği, Batman Kültür ve Sanat Derneği, Hasankeyf Gönüllüleri Derneği’nin kuruluşlarında görev almanın yanı sıra hepsinde dönem dönem başkanlık yaptım. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi başkanlığı ve ombudsmanlık görevlerinde bulundum. Batman Fotoğraf Topluluğu ile Batman Engelliler Derneği kuruluşunda yer aldım. Batman Belediyespor Basın Sözcülüğü görevini yürüttüm. Halen 10 farklı hak temelli dernekte üyeliğim devam ediyor. Birçok gazetede köşe yazarlığı yaptım. 2013 tarihinden bu yana Batman Sonsöz Gazetesi'nde günlük olarak yazılarım yayınlanmaktadır.

-Bir çevre aktivisti olarak Batman’da en önemli çevre sorunları nelerdir sizce?

Batman’da yer altı ve yer üstünde ne tür çevre sorunlarının olduğunu en çok bilen ve bunlarla mücadele edenlerden birisiyim. 30 yıldır Batman’da çevre mücadelesi veren biri olarak bana göre çevre ile ilgili en büyük sorun, çevre konusunda yeteri kadar bilinç ve duyarlılığın olmamasıdır. Batman’ın havası kirli, toprağı kirli, su kaynakları kirli, yeşil alanlar korunmuyor; peki, neden kaynaklanıyor bu? Bu duruma gelmesinde herkes suçlu ve sorumludur tabii ki. Diyelim ki siz de benim gibi doğamızı, sokaklarımızı, yaşam alanlarımızı kirletmeyenlerdensiniz. Peki, kirleten hangi kurum ve kişi ise onu uyarıp karşı çıkıyor musunuz? Çevre ile ilgili ailenizi, çevrenizi bilinçlendiriyor musunuz? Siz bunu yapmadığınız sürece çevreci olmanızın bir anlamı da olmaz. O vakit, bir de doğayı korumayı sahiplenmenin önemini yeteri kadar bilmiyoruz. Telafisi zor olan ve dünyanın en tehlikeli ve büyük doğal afeti kuşkusuz ki çevre felaketidir. Çevrenin kirlenmesi öncelikle ekolojik dengeyi bozar, iklim değişir ve kuraklık kıtlık başlar. Küresel ısınma ve kuraklığın en büyük nedeni de doğamızın kirletilmesinden kaynaklıdır. Çevreyi korumak için geç olmadan bu günden harekete geçmek lazım.

-Aynı zamanda iyi bir insan hakları savunucususunuz. Söyler misiniz, insan hakları alanında hangi noktadayız?

Tabii, insan hakları denince insanların aklına sadece ifade özgürlüğü, gözaltında kötü muamele ve işkence geliyor. İnsan haklarına oysa geniş bir çerçeveden bakılmalıdır; insan hakları, her insanın tüm temel hak ve özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesidir. İnsan hakları, tüm insanların ekonomik, sosyal, kültürel, güvenlik, barınma, siyasal, etnisite, inanç, yaşam hakkı ve onurudur. Bu haklarının hiçbirinden vazgeçilemez ve insanların elinden alınamaz. Şayet bu haklara her birey sahip ise, demek ki insan hakları alanında sorun yok demektir. Bu kriterler göz önünde bulundurularak hangi noktada olduğumuzu hesaplarsak, bulunduğumuz nokta doğrusu benim bakış açımdan çok da iyi görünmüyor.

Siz her koşulda ve zamanda, bir aktivist ve gazeteci olarak haklıya haklı, haksıza haksız diyebilen cesur bir gazetecisiniz. Mesleğinizi hangi ilkelere dayanarak yapıyorsunuz?

Gönüllülüğü esas alıyorum, yaptığım görev ve sorumluluklarımda. Hiçbir çıkar, mevki ve makam beklemeden, hiçbir hesap ve arka plan olmadan bir sivil toplum ve çevre aktivisti ve gazeteci olarak çalışmalarımı sürdürüyorum. Hiçbir siyasi oluşum veya güce bağlı da değilim. Çıkarcılığı esas almayan vicdanım bana iyiliği, dürüstlüğü ve cesareti veriyor. Ben de bundan yola çıkarak yaptığım işleri en iyi ve ahlaklı bir şekilde yapmaya çalışıyorum. Adalet ve hakkaniyetin hiç şaşmadan gazetecilik mesleğimi 35 yıldır ara vermeden devam ettiriyorum.

-Biraz da ilk kitabınız olan Hasankeyf Perileri’ni konuşalım istiyorum. Bu kitabı yazarken neyi amaçladınız?

Hasankeyf içimde hiç bir zaman kapanmayacak bir yaradır. 12 bin yıllık tarihi geçmişi olan Hasankeyf’i doğal şekliyle korumasını başaramadık. Hasankeyf Perileri kitabı, 30 yıllık mücadeleden sadece bir kesittir. Bu kitabı yazmaya yıllar önce başladım, Hasankeyf’i kurtaracağız ve nasıl büyük bir mücadele ve özveri ile antik kenti kurtardığımızı anlatmayı hayal ediyordum. Hasankeyf’i sular altında bırakacak olan barajın kapakları kapatılıp su tutulmaya başlayana kadar da umudumu yitirmedim. Ama maalesef işler istediğimiz gibi sonuçlanmadı. Hasankeyf Perileri kitabı ile nasıl bir mücadele verildiğini, kimlerin bu mücadelede nasıl bir rol aldığını yazdım. Bu çalışma sayesinde, gelecek kuşaklar en azından Hasankeyf sular altında kalınca, herkes sessiz sedasız izledi demeyecek.

-Kitabınız hak ettiği ilgiyi görebildi mi?

Kitabın yayınlanmasının üzerinden 4 ay geçti, ilk baskı tükenmek üzere, iki söyleşiye, 3 imza gününe katıldım. Yine de gösterilen ilgi bana göre yeterli değildir. İnsanlar tarihine, kültürel mirasına, değerlerine ne kadar ilgi gösteriyorsa, Hasankeyf Perileri kitabına da o kadar değer verdiler. Kitabı yayına verirken de bunu biliyordum, o yüzden de kitabın hak ettiği ilgiyi görmemesi beni şaşırtmadı.

-Sizce Batman, hak ettiği değeri görüyor mu? Bu şehirde neleri eksik görüyorsunuz?

Batman’ın hak ettiği değeri görüp görmemesi biraz da bu şehirde yaşayanların birbirine yeteri kadar değer verip vermediğine bakmak gerekir öncelikle. Batman’da yaşayanlar önce kendini Batmanlı görecek, Batmanlılık bilinci ile şehrine ve değerlerine sahip çıkacak ki Batman hak ettiği değeri bulsun. Batman’ın mevcut durumu içler acısı. Herkes adeta birbirinin kuyusunu kazıyor. Birbirlerini itibarsızlaştırıp ötekileştiriyorlar. Acayip bir siyasi kutuplaşma var. Cemaatlere, tarikatlara, örgütlere göre kendilerini konumlandırıyorlar. Bir de son dönemlerde aşiret dernekleri çatısı altında toplanıyorlar. Tek tek, parça parça bölük bölük gruplaşıp içe kapanıyorlar. Herkes kendine yakın gördüğünü ve bireysel çıkarını düşünüyor, toplumsal değerleri sahiplenen, düşünen yok. Bu şehrin en büyük eksikliği birlik ve beraberliğin olmaması, Batmanlılık bilincinin gelişmemiş olmasıdır. Bu durum da beni ciddi anlamda kaygılandırıyor ve üzüyor.

-Kadraj Dergisini nasıl buluyorsunuz?

Bu derginin mimarı, fikir babası ve genel yayın yönetmeni, Batman Sonsöz Gazetesi'nden birlikte görev yaptığım Hatice Türkan’dır. Hatice Hanım, bu hizmeti ile şehrimizde önemli bir açığı kapatmış oluyor. Kadraj Dergisi, Batman’ın tanıtımına katkı sunuyor. Hem basılı hem de dijital ortamda yayınlanması, daha geniş bir kitleye ulaşmasını sağlıyor. Derginin çıkarılmasında emeği olan herkesi kutluyorum.

 

 

Haftanın Öne Çıkanları

Mevlevi Mutfağının Manevi Yolculuğu

2025-03-22 22:52 - Gündem

Porto Riko ve Batman: Adil bir karşılaştırma

2025-03-22 22:59 - Gündem

Mısır’ın iki yüzü

2025-03-22 23:01 - Gündem

Dağ yolunu gözleyen anneler

2025-03-22 23:03 - Gündem

Gazetecilikte Yarım Asır: Mehmet Çelik’in Hikâyesi

2025-03-22 23:04 - Gündem

İnsan Hakları ve Gazetecilik: Recep Kavuş’un Cesur Yolu

2025-03-22 23:05 - Röportajlar

İlgili Haberler

Göz sağlığına adanmış bir hayat: Yalçın İşcan

22:40 - Röportajlar

Pakistan’dan Batman’a yerleşen bir kadın doktorun hikâyesi

19:16 - Röportajlar

‘‘annem eskici, babam boyacıydı kim bilir hangi sokaktan topladılar onardılar beni kaç kere tuttu zımparayı elleri’’

19:06 - Röportajlar

HAYALLERİM DEĞİL HEDEFLERİM VAR

19:25 - Röportajlar

Bizim hayalimiz Batman…

20:37 - Röportajlar

Günün Manşetleri

Göz sağlığına adanmış bir hayat: Yalçın İşcan

22:40 - Röportajlar

“Batman benim ikinci evrenim”

23:26 - Gündem

Ferit Demir’in gözünden Türkiye’nin gerçekleri

23:24 - Gündem

Batman'dan Türkiye'ye uzanan siyaset yolculuğu

23:23 - Gündem

“Bana göre medya bir yaşam biçimi”

23:21 - Gündem