Röportaj: Ramsés Luquis Ortega
Konuk: Dr. Anmol Waseem
Çeviri Asistanı: Şefik Şahin
O, sekiz senedir Batman’da yaşamını sürdüren Pakistanlı bir doktor.
Batman’da mesleğini sürdürebilmek için şu anda sınavlara hazırlanıyor.
Aynı zamanda buranın yaşantısını, kültürünü ve dilini öğrenmeye çalışıyor.
Pakistan’dan sonra Batman’da yaşamını nasıl sürdürdüğünü merak ettiğinizi düşünüyorum.
Keyifli bir röportaj olduğuna inanıyorum.
…
-Bize biraz kendinizden bahseder misiniz ve Batman'a nasıl geldiniz?
Pakistanlı bir doktorum. Batman’a 2023 senesinde geldim. Kocam Raja’nın Batman Zilan Hastanesi'ndeki görevinden ötürü Türkiye’ye geldik ve Batman’a yerleştik. Buraya ilk geldiğimde kimse dilimi anlayamadığı için alışmakta epey zorlandım. Pakistan'da bir buçuk senelik doktor iken Batman’a geldim ve sekiz senedir buradayım. Orada mesleğimi severek yapıyordum. Çünkü insanlara faydalı olmayı seviyorum. Batman’da da mesleğimi yapabilmek için sınavlara hazırlanıyorum. Buranın insanlarına da faydalı olmayı istiyorum. Elbette ki zorlandığım konular oldu. Ancak eşim bana çok yardımcı oldu. Ne zaman ülkeme dönmek istesem, buraya zamanla alışacağımı söyledi. Her zaman yanımdaydı ve bu bana iyi gelirdi. Başlangıçta tabii ki zorlandım. Belki biraz depresyona bile girdiğimi söyleyebilirim. Ancak zaman geçirdikçe buranın yaşantısını sevdim.
-Eski yaşantınıza göre Batman’da en çok dikkatinizi çeken farklılıklar neler oldu?
Batman’da ilk dikkatimi çeken şey, yemeklerin farklılığı oldu. Batman’ın yemekleri çok baharatlı! Mesela biber gibi baharatlarınız var. Bunu önce garipsedim. Şu anda alıştım gibi… Hint ve Pakistan yemekleri arasında benzerlikler vardı, ortak baharatları paylaşıyoruz. Ancak damak tadımız buradan çok farklı. Bir kadın olarak yaşantımız da buradan çok farklıydı. Ayak uyduramam, sanıyordum. İletişim kurmakta çok güçlük çektim. Ancak komşuluk ilişkileri güçlü! Bana yardımcı olan kadınlar tanıdım, kendilerini ailem gibi hissettirdiler. İngilizce konuştuğum için birbirimizi anlamakta epey zorlandık. Google çeviri kullanarak yakınlık kurmaya başladık. Kocam, bana temel şeyleri öğretti. Örneğin, ne zaman birini ziyaret etsem, ‘kolay gelsin' demem gerektiğini öğrendim. Aslında, Batman’a gelmeden evvel Batman Üniversitesinde online Türkçe dil kursu aldım. Bu da Batman’da yaşantımı biraz rahatlattı.
-Batman’da doktorluk mesleğinizi yaparken zorlandınız mı peki?
Pakistan'dan tıp diplomasını aldım, orada bir buçuk sene doktorluk yaptım. Sonra Batman’a geldim. Batman’da mesleğimi yapabilmek için diplomamın denkliği gerekiyordu. Şu anda sınavlara hazırlanıyorum. Bilirsiniz eğer bir kadınsanız, insanlar acil durumları gerçekten iyi yönetemeyeceğinizi düşünebilirler çünkü çok kibar olacağınızı düşünebilirler, ama öyle değil. Erkekler ve kadınlar arasında her alanda olduğu gibi doktorluk mesleğinde de elbette rekabet vardır. Ancak ben, kadınları daha hırslı ve rekabetçi görüyorum. Benim ülkemde kadınlar akademik olarak yüzde 92-96 gibi yüksek puanlar almalarına rağmen evlendikten sonra iş hayatlarına devam etmiyorlar. Çünkü aile kuruyorlar ve zamanlarını evlerine bakmakla geçiriyorlar. Pakistan'da ortak bir aile kültürümüz var. Bu yüzden kadınlar ailelerini kurunca iş hayatından kopabiliyor. Kadın doktorlar için iş hayatı belki daha esnek hale getirilebilirdi. Mesela 09.00-05.00 arasında çalışmak isteyebilir ya da 05.00’ten 22.00’ye kadar çalışabilir, buna olanak tanınabilir. Çünkü Türkiye’de kadınlar iş hayatından kopmuyor.
-Hayatınızda sizi etkileyen kimse var mı?
Evet, ilki anneannemdi. Çok eğitimli bir kadın değildi ama çok güçlü bir kadındı. Kanser hastasıydı ve dört yıl boyunca bu hastalıkla savaştı. Hayatı için savaştı. Ne zaman kemoterapiye gitse şöyle diyordu: ‘Bunu yapabilirim, bunu yapmam gerekiyor.’ O böyleydi, sağlıklı bir zihniyete sahipti. Ne yazık ki 4 yıl sonra vefat etti. Hayatımda beni etkileyen ikinci kişi ise babamdır. Hindistan'dan gelmişti ve Pakistan'a yerleşti. İki kız, bir erkek çocuğu vardı. Her zaman kızlarının yanındaydı. Kadınların evde kalıp yemek pişirmesi gerektiğini inanan basmakalıp bir toplumda o ise bize yardım etti. Doktor olmamı isterdi. Eğitim masraflarımı ödedi. Kitaplarımı aldı. Çok destekleyiciydi, her zaman duygusal ve finansal olarak vericiydi. Diğer iki kardeşim de doktor oldu. Benim hayatımda etkisi olan üçüncü kişi de annemdir. Çünkü o ‘Bir şey yapmak istiyorsan sadece yap, kimsenin bir şey söylemesi konusunda endişelenme, sadece onları görmezden gel’ derdi.
- Anne ve babanızın, hayatınıza olan katkısını tek kelimeyle özetleyebilir misiniz?
Babam bana mücadele etmemi ve savaşçı olmamı söyledi. Annem ise bana hırs verdi.
-Şu anda Batman’da yaşıyorsun ve burada neyi değiştirmek isterdin?
Batman’da insanlar çok nazik. Ancak çok fazla sigara tüketimi var. Kapalı alanlarda dahi sigara içiliyor. Oysa ben kapalı alanda oturuyorsam sigara içilmediği için oturuyorumdur, değil mi? Öte yandan, Batman’ın kesinlikle bir tıp fakültesine ihtiyacı var.
- İyi bir doktor nasıl olmalıdır?
Birçok insan bana tıbbi sorular soruyor. Onlara imkânım oldukça yardımcı oluyorum. Doktorlukta en önemli şey, empatidir. İyi bir doktor size karşı daha sempatik ve bilgilendirici olacaktır, size her şeyi açıklayacaktır. O size rehberlik edebilir.
-Sizinle yapmış olduğumuz bu röportajın yayınlanması sizin için ne ifade ediyor?
Sanırım Batman'da çalışan birçok yabancı doktor var. Burada yaşamlarına devam ederken kültürlerine çok düşkünler. Bu röportajın, başkalarına da yardımcı olacağını düşünüyorum.
-Batman’da özellikle kadın başarılarını destekleyen Kadraj Dergisi okurlarına ne söylemek istersiniz?
Bence çok iyi bir iş çıkarıyorlar. İyi dileklerimi sunuyorum.