1994 yılında İstanbul’da doğan ve aslen Siirtli olan Mercan, çocukluk yıllarından itibaren medya dünyasına ilgi duydu. Eğitim hayatını İstanbul’da sürdüren ve Beykent Üniversitesi Televizyon Haberciliği ve Programcılığı bölümünden mezun olan Mercan, mezuniyetinin hemen ardından ATV Haber’de muhabir olarak başladığı kariyerine, şu an Kanal 7 Haber’de spiker olarak devam ediyor. Ailesinden aldığı destekle kendini geliştiren, haberin içinde büyüyen ve mesleğini bir yaşam biçimi olarak gören Mercan, sektördeki kadın gazetecilerin karşılaştıkları zorluklardan Türkiye’deki güncel meselelere kadar pek çok konuda samimi ve içten cevaplar veriyor. Bu röportajda, hem başarılı bir gazetecinin kariyer yolculuğuna hem de hayata ve mesleğe dair içgörülerine tanıklık edeceksiniz.
-Sevgili Meryem Nas, sizi daha yakından tanımak isteriz. Bize kendinizden kısaca bahseder misiniz?
Ben Meryem Nas Mercan. 1994 İstanbul doğumluyum, aslen Siirtliyim. Ancak tüm yaşamım İstanbul’da geçti ve burada yaşamaya devam ediyorum. İstanbul’a karşı sevgim çok başka, çünkü çocukluğumdan beri bu şehrin içinde büyüdüm.
Üniversite eğitimimi de burada tamamladım. Televizyon Haberciliği ve Programcılığı bölümünü bitirdim. Mezun olduktan sonra sadece iki hafta içinde iş hayatına atıldım. Ancak "iki hafta" dediğime bakmayın, üniversite hayatım boyunca birçok zorlu süreçten geçtim, sayısız iş görüşmesine girdim ve bu noktaya gelebilmek için çok emek verdim. ATV Haber’de muhabir olarak başladığım meslek hayatıma, şu an Kanal 7 Haber’de spiker olarak devam ediyorum.
-Nasıl bir ailede büyüdünüz?
Yedi çocuklu bir ailenin beşincisiyim. Annem ev hanımı, babam ise yıllardır ticaretle uğraşıyor. Eğitime ve öğrenmeye değer veren bir ailede büyüdüm. Gelişime ve değişime açık bir ortamda yetişmek benim için büyük bir şanstı. Babam özellikle benim ve kız kardeşlerimin okumasını çok önemserdi. Biz de elimizden geleni yaptık diye düşünüyorum.
-Bugüne kadar neler yaptınız? Yolunuz basın ve medya sektörü ile nasıl kesişti?
Bizim evde haber programları, ekonomi ve siyaset içerikli yayınlar çok izlenirdi. O dönemlerde dijital platformlar yok denecek kadar azdı. Ben de bu programları izlerken kendimi hep muhabir, moderatör ya da spiker olarak hayal ederdim.
Ortaokul yıllarımda kafama koyduğum bu mesleği gerçekleştirmek için üniversitede Televizyon Haberciliği ve Programcılığı bölümünü seçerek ilk adımımı attım. Beykent Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun olduktan sonra ATV Haber’de muhabir olarak işe başladım. Ancak üniversite hayatım boyunca sadece derslerle yetinmedim, Turkuaz Medya bünyesinde bazı programlarda görev aldım. Fakat mezun olmadığım için tam zamanlı işe alınmamıştım. Mezun olduktan sonra tekrar başvurduğumda ise kapılar bana açıldı.
-Mesleğiniz sizin için ne ifade ediyor?
Bana göre medya bir yaşam biçimi. Yani, sıradan bir “maaşımı alayım, sabah işe gelip akşam çıkıp eve döneyim” mesleği değil. Eğer gerçekten seviyorsanız ve bu işi yapabiliyorsanız medyada kalabilir, bir şeyler başarabilirsiniz.
Bu meslek, saat ya da gün fark etmeksizin sürekli mesai harcamanızı gerektiriyor. Bu yüzden bir işten öte, hayatımın bir parçası olarak görüyorum. Tüm zorluklarına rağmen mesleğimi çok seviyorum.
-Kadınların basın ve medya alanındaki yerini nasıl buluyorsunuz?
Kadınların sadece basın ve medya alanında değil, hemen hemen her sektörde zorluklarla karşılaştığını biliyoruz, görüyoruz ve hatta yaşıyoruz. Erkeklerin daha güçlü, daha pratik ve her işin altından daha kolay kalkabilecekleri düşünülen bir toplumda yaşıyoruz.
Medya sektöründe de ne yazık ki durum çok farklı değil. Ancak kadın gazetecilerin varlığı çok önemli. Onların farklı bakış açıları ve düşünceleri, medyanın olmazsa olmazıdır.
-Türkiye’de kadın hakları ve sorunlarına bakışınız nedir? Sizce nerede yanlış yapıyoruz?
Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada kadın hakları ve sorunları tartışılan bir konu. Tam olarak çözüme kavuşturmak mümkün mü bilemiyorum, ancak “Bir kadın eğitilirse, tüm dünya eğitilir.” bakış açısını benimsersek hiçbir yerde yanlış yapmamış oluruz.
-Meslekte hedef ve hayalleriniz var mı?
Mesleğimde belirli hedefler ve büyük hayaller peşinde değilim. Tek isteğim, izleyicilerimize her zaman güzel ve müjdeli haberler sunabilmek.
-Biraz da siyaset konuşalım istiyorum. Türkiye’de Kürt meselesi nasıl çözülebilir?
Yıllardır süregelen Kürt meselesi, kimine göre var olan, kimine göre inkâr edilen, yok sayılan bir mesele. Bu bağlamda çözüm için en önemli nokta, sağlıklı bir iletişim kurabilmek. Dile ve kültüre saygı duymak, karşılıklı olarak aynı masada oturup görüşleri açıkça konuşabilmek, ortak bir çözüm bulunmasını sağlayacaktır. Çıkar ilişkilerinden uzak, menfaat gözetmeden, toplumun yararına hareket edilirse bu mesele çözülebilir. Taraf fark etmeksizin, “insan ve iyi yaşam” ilkesiyle hareket edilmelidir.
Meryem Nas Mercan-Kanal 7 Spikeri
1-Kendinizi üç kelime ile anlatır mısınız?
* Anlayış, Merak, Nezaket.
2-En sevdiğiniz kelime nedir?
* Vuslat
3-Nefret ettiğiniz kelime nedir?
* Veda
4-Sizi ne heyecanlandırır?
* Kar yağışı
5-Heyecanınızı ne öldürür?
* Soğuk insanlar
6-En sevdiğiniz ses nedir?
* Anne ve babamın sesi
7-Nefret ettiğiniz ses nedir?
* Sevmediklerimin sesi
8-Hangi mesleği yapmak istemezsiniz?
* Pilotluk yapamazdım herhalde.
9-Hangi mesleği yapmak isterdiniz?
* Her koşulda gazeteci olmayı tercih ederim.
10-En son okuduğunuz kitap?
* Claudıa-Goldın /Kariyer ve Aile
11-En sevdiğiniz kitap?
* Stefan Zweing /Vicdan Zorbalığına Karşı
12-En sevdiğiniz film?
* Mandela: Özgürlüğe Giden Yol
13-Hangi doğal yeteneğe sahip olmak isterdiniz?
* En az 5 enstrüman çalıp, çok iyi şarkı söylemeyi isterdim
14-Kendiniz olmasaydınız kim olurdunuz?
* Yine kendimi seçerdim
15-Nerde yaşamak isterdiniz?
* İzlanda çünkü buz gibi bir havada yaşamayı merak ediyorum
16-En önemli kusurunuz nedir?
* Yavaşlığa tahammül edemiyorum. Herkese göre normal insanlar bile bana yavaş geliyor. Bu çok zor…
17-Size en fazla keyif veren kötü huyunuz hangisi?
* Bir güne onlarca planı sıkıştırmak…
18-Kahramanınız kim?
* Babam
19-En sevdiğiniz müzik türü?
* Müziğin her türlüsü…
20-En çok kullandığınız küfür nedir?
* Küfür kullanmam…
21-Şu anki ruh haliniz nasıl?
* Hayatımda bir şey eksik ama o eksiği bulamıyorum, arayıştayım…
22-Hayat felsefenizi hangi slogan özetler?
* Ne olacak ki, en fazla ölürüz!
23-Mutluluk rüyanız nedir?
* Sakin ve huzurlu bir dağ evine yerleşmek
24- Sizce mutsuzluğun tanımı nedir?
* Para hırsı
25-Nasıl ölmek istersiniz?
* Acı çekmeden ve çektirmeden…
26-Batman’ın en sevdiğiniz mekânı neresi?
* Batman’ı bir defa gezme şansım oldu. Çok güzel bir şehir…
27-Batman’ın en sevmediğiniz mekânı neresi?
* Sevmediğim bir yeri olduğunu sanmıyorum.
28- Batman’ın en sevdiğiniz özelliği nedir?
* Yeni ama köklü bir şehir… Ayak uydurmak kolay, kültür çatışması yaşamayacak kadar güzel…
29- Batman’ın en sevmediğiniz özelliği nedir?
* Yok…
30- Benden uzak olsun dediğiniz üç şey?
* Vefasızlık, bencillik, aptallık
31- Sizi ne çileden çıkarır?
* Salak yerine konulmak
32-En karanlık yanınız?
* Karanlık yanım yok sanırım
33- Bir adaya düştünüz. Yanınıza alacağınız üç şey?
* Ayna (kendimi unutmamak için),
Birkaç fotoğraf (sevdiklerimle avunmak için)
Sayısız kitap
34- Aynı adada kesinlikle yanımda olmasın dediğiniz üç şey?
* Çok var, ilk 3’e koyamadım
35-Cezalandırılmayacak olsaydınız hangi suçu işlerdiniz?
* Cezası olmasa da ahlaka aykırı olurdu. O yüzden hiçbir suç işlemeyi istemezdim.
36-Aşkın size göre tanımı nedir?
* Hayal kurmak, her an görmeyi istemek.
37- Ölmeden önce mutlaka yapmalıyım dediğiniz üç şey?
* Ölmeden önce mutlaka bunu yapmalıyım dediğim bir şey yok. Bunu bulmak çor zor…
38-Şimdiye kadar iyi ki yapmışım dediğiniz bir şey?
* Bu mesleğe iyi ki adım attım ve iyi ki içindeyim.
39- Şimdiye kadar keşke yapmasaydım dediğiniz bir şey?
* Keşke yapmasaydım değil de, keşke yapsaydım dediğim çok şey var.
40-Bardağın yarısı dolu mu boş mu?
* Boş…
41- ..........................................?
* Güzel düşünmek…
Editor : Yusuf Kavak
