· Emrullah Akan: Bir Yıldızın Işığında"
Sevgili Emrullah Akan, Batman’ın bağrından çıkmış, her kesimden insanın yüreğinde yer etmiş bir güzel insandı. Onun adını duyanlar, bir yanda yüzlerinde beliren bir tebessümle, diğer yanda içlerinde ince bir hüzünle anardı. Çünkü o, hayatını insan sevgisine, mücadeleye ve hümanizme adamış biriydi. Fakir, zengin; sağcı, solcu; inançlı ya da inançsız…
Onun dostluğu, esprileri ve içtenliği herkese ulaşır, herkesin gönlünde ayrı bir yer bulurdu.
Genç yaşlarında, Türkiye’nin zorlu dönemlerinden birinde, 12 Eylül cuntasının karanlık günlerinde, gençlik işçi hareketinin en ön saflarında yer aldı.
Diyarbakır Cezaevi’nin taş duvarları arasında bile onun insanı gülümseten ruhu dimdik ayaktaydı. En ağır işkencelerden geçmişti, ama mahkeme salonlarında bile ağabeylerini, dava arkadaşlarını güldürmeyi başarırdı. Onun bu güçlü ve neşeli duruşu, hayatın en ağır yükleri altında ezilenlere umut olurdu.
Cezaevinden çıktıktan sonra da mücadeleye sırtını dönmedi. Petrol-İş Batman Şube Başkanı olarak işçi mücadelesinin bayrağını yeniden omuzladı. Ancak, bu dönemde de baskı ve zulüm onu bırakmadı. Yine cezaevi yollarını arşınladı, yine sorgulara ve işkencelere maruz kaldı.
Bu çileli hayat, bedenini yorsa da, ruhundaki ışığı asla söndüremedi. O hep gülen gözleri, içten gelen esprileri ve insan sevgisiyle çevresine ışık saçmaya devam etti.
Hayat, ona belki adil davranmadı. Sağlık sorunları peşini bırakmadı; yıllarca süren mücadelenin yorgunluğu, sonunda onu bir beyin kanamasıyla yatağa düşürdü. Ancak o yatarken bile, hastane koridorlarını sevenlerinin kalabalığı doldurdu. Sabah akşam, gece gündüz demeden, dostları ailesi gibi yanında nöbet tuttu. Çünkü Emrullah Akan, yalnız bir insan değil; bir sevgi çemberinin tam ortasında parlayan bir yıldızdı.
Onun ölümü de yaşamı gibi hem hüzünlüydü hem de yüzlerde bir tebessüm bırakıyordu. Arkasında, herkesin bir kahkaha ve bir dua ile hatırladığı koca bir miras bıraktı. Onu tanıyan herkes, bir anısını anlatırken hem gözyaşlarına boğulur hem de istemsizce gülerdi. Çünkü o, hayatı boyunca hep “insan” kalmış, insana dokunmuştu.
Benim için de Emrullah Akan sadece bir dost değil; bir yol gösterici, bir ağabey, bir can yoldaşıydı. Onu hep özlemle, sevgiyle ve hürmetle anacağım.
Onun izinde, insanlık ve mücadele adına taşıdığı meşaleyi kalbimde taşıyacağım.
Yolun ışık dolsun, sevgili Emrullah Akan…
Senin hatıran, gülen gözlerin ve insani değerlerin Batman’ın kalbinde ve bizim yüreğimizde daima yaşayacak. Rahat uyu, güzel insan.
· Batman’ın Gülümseyen Yüzü: Dr. İzettin Sütçü
Batman’ın Gülen Yüzü: Dr. İzettin Sütçü
Bu şehir, her köşesinde bir anı, her sokağında bir hatıra saklar.
Batman’ın eski günlerini hatırlayınca, insanın yüzünde buruk bir tebessüm belirir. Çünkü her şey daha sade, daha insancıldı. Herkes birbirini tanır, isimlerin yerine samimiyetin konuştuğu günlerdi. İşte o günlerin Batman’ı, bir simayı asla unutmadı: Dr. İzettin Sütçü.
Onu hatırlayan herkesin yüzünde bir tebessüm belirir. Çünkü o, yalnızca bir doktor değil, Batman’ın kalbine dokunan bir hikâye anlatıcısıydı. Dr. İzettin, herkesin “doktor” deyince gözlerinin içini güldüren, eşsiz bir insandı. Bugün, onu anlatmak bir borç, hatırlatmak ise Batman’a vefa duygusunun bir gereğidir.
DOKTOR OLMAK YETMEZ, BATMANLI OLMAK GEREK
Dr. İzettin’in ismini anınca bile insanlar gülümserdi. Çünkü onun reçetelerinde sadece ilaç değil, Batman’ın sımsıcak mizahı, içtenliği ve samimiyeti vardı. Unutulmaz bir anısını paylaşayım:
Bir gün Batman’ın tanınmış iş insanlarından biri rahatsızlanır. Doktorumuz İzettin Sütçü, hastasını muayene eder, ardından bir reçete yazar. Hasta, reçeteyle hastanenin karşısındaki eczaneye gider. Eczacı reçeteye bakar, gülümser ve hastasına der ki:
“Hacı amca, sen otur, ilacını hemen hazırlayayım.”
Hacı amca, bir köşede beklerken, yarım saat sonra eczacı bir buçuk kebap ve bir ayranla döner. Eczacı gülerek, “Hastalığın açlıktandır” der ve yemekleri masaya bırakır. O gün, bu olay tüm Batman’da dilden dile dolaşır, kahvehanelerde, ev sohbetlerinde konu olur. “Bu da ancak Dr. İzettin’den beklenir,” diye gülerek anlatılır.
İşte Dr. İzettin, sadece hastalıkları değil, insanların dertlerini, sıkıntılarını ve hatta gönül kırıklıklarını da tedavi eden bir insandı. Çünkü o, sadece bir doktor değil, Batman’ın gülen yüzüydü.
BİR CENAZE VE BİNLERCE HATIRA
Onun vefat ettiği gün, Batman sokakları hüzünle dolup taştı. Cenazesi, herkesin yüreğinde derin bir boşluk bıraktı. Kadını, erkeği, genci, yaşlısı, hatta çocuklar… Herkes o gün bir araya geldi. Yüzlerce araçlık bir konvoy, onu sonsuzluğa uğurlarken Batman halkı, onun hakkında birbirine anılarını anlattı.
Kimisi, “O benim hastalığımı şakayla tedavi etmişti,” dedi. Bir diğeri, “Reçeteme ‘bol bol gül’ yazmıştı,” diye hatırladı. İnsanlar, onun eşsiz mizahıyla süslenmiş hayat hikâyelerini paylaşarak, hüzünle karışık bir tebessümle uğurladılar onu. “Yolun açık olsun Doktor. Batman seni unutmaz,” dediler.
BİR ŞEHİR ONU HEP HATIRLAYACAK
Dr. İzettin’in ölümü, sadece ailesi için değil, Batman’ın tamamı için büyük bir kayıptı. Çünkü ölüm, ona hiç yakışmamıştı. O, yaşarken hayatın ta kendisiydi. Mizahıyla, güleç yüzüyle, samimiyetiyle… Onun yokluğu, şehirde bir eksiklik yarattı. Ama hatıraları her zaman yaşamaya devam edecek.
Bugün, Batman’da bir sokakta yürürken hâlâ onun adı anılıyorsa, yüzler hâlâ gülümsüyorsa, o asla unutulmayacak demektir. Dr. İzettin, bu şehrin hafızasında ve gönlünde her zaman yaşayacak.
Rahmet, saygı ve özlemle anıyoruz seni, Dr. İzettin Sütçü. Senin gibi insanlar bir daha gelir mi, bilinmez. Ama Batman, seni asla unutmayacak. Ruhun şad olsun.
Editor : Yusuf Kavak
