Astrolojinin kaynağı nereden geliyor bize ne anlatmak istiyor bilmek ister misiniz?
Kadraj Dergisi’nin ilk sayısında astroloji köşesi ile hepinizi selamlıyorum. Bilgi çağında hayatı sorgulayan bireyler olarak burada geleceğimize yön verecek ve yeni nesiller yetiştirecek olan siz değerli kadınlarımızın; önemli bilgilere ulaşacağına ve ulaşacağı bu bilgilerle yetinmeyip kendilerini bu bilgilerin de üzerine taşıyacaklarına yürekten inanıyorum.
Merak, insanoğlunu ileriye taşıyan bir olgudur.
Merak duygunuz ile hayatın anlamını ve var oluşunu sorgulamak, yaşadıklarınıza anlam kazandıracak konulara yönelmeniz, tamamen sizin tercihiniz ve hayattan ne istediğiniz ile ilgilidir.
Umarım bu platformda paylaşılacak bilgiler sizin en yüksek hayrınıza hizmet eder, bu niyet ile başlayalım.
Astroloji nedir sorusu kapsamlı bir sorudur, bunu kendi bilgi dağarcığım ile yanıtlamaya çalışacağım.
Astroloji, fen bilimleri olan astronomiden faydalanan sosyal bir bilim dalıdır. Bugün Dünya’nın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de tartışmaya açık bir konudur. İnsanlığın yazılı tarihi kadar eski, köklü bir geçmişe sahiptir.
Tüm dünyada astrolojiye olan ilginin üniversite boyutunda lisans ve lisansüstü eğitimlerinin veriliyor olması, Amerika ve İngiltere başta olmak üzere bütün Avrupa ülkelerinde ve ülkemizde üniversite eğitimlerinin yanı sıra her yıl astroloji kongrelerinin düzenleniyor olması, insanlığa hizmet etmektedir.
Evrenimiz tartışmasız, muhteşem bir matematiksel sistem üzerine kurulmuştur. Bütün bilim dalları bu muhteşem sistemin oluşumunu araştırmaktadır. Astronomi bunlardan sadece bir tanesidir.
İnsanoğlu yeryüzündeki yaşamı boyunca ay ve güneş başta olmak üzere gökyüzünde gerçekleşen olayları merak etmiştir. Eski Çinliler, Babiller, Mısırlılar ve Mayalar, güneş ve ayın hareketlerinden yararlanarak takvimler geliştirmişlerdir. Güneş sistemimizdeki bütün gezegenler, kendileri için belirlenmiş bir yörüngede hareket halindedir ve hepsinin kütle çekimser etkileri, yıldızların kendi bünyelerindeki çekirdek tepkimeleri ile uzaya yayılan ışınımlar, dünyamızın manyetik alanını etkilediği gibi içinde yaşayanlar olarak bizleri de etkilemektedir.
Astronomi üzerinde yaşadığımız gezegenin varoluş sürecine ışık tutarken aynı zamanda evrenin bütününü anlamamıza da yardımcı olur. Teknolojideki gelişmelere paralel olarak bu alandaki bilimsel çalışmalar her gün yeni bir boyut kazanmaktadır.
Bu astronomik göstergelerin dünyamızın, güneşin etrafında dönmesi ve eksen eğikliği ile mevsimlerin oluşumu kendi ekseni etrafında dönmesi ile gece gündüz oluşumu ve bunların insan hayatının yaşam alışkanlıklarını etkilemesinin yanında; Astroloji, güneş sistemi gezegenlerinin dünya üzerine yansıyan enerjilerinin evrensel etkilerinin şekillenmesi ile makro kozmostan insanın ve insan topluluklarının, mikro kozmos üzerindeki etkilerini, yüzyıllara dayanan istatistikî bilgiler ile sonuçlarını görmemizi sağlayan bir yorum sanatıdır.
Astrolojinin tamamen matematiksel bir sisteme sahip olduğunu, astronomi ile paralel olan çalışmalarında görebiliriz.
OLASILIKLAR HER ZAMAN VARDIR
Bu ise astrolojinin gerçek anlamda pozitif temellere dayandığını gösterir. Olasılıklar her zaman vardır fakat bu olasılıkların etki edeceği alanı tespit edebilmemize olanak tanır.
Ayrıca astroloji, yıldızların hareketlerini matematiksel olarak hesaplarken etkin enerjileri oluşturabileceğini de kabul eder (radyo dalgaları gibi).
Geniş anlamda ise insanın evren ve kozmik güçlerle olan ilişkisini hangi konularda hayatına ne gibi sıkıntıların yansıyabileceğini, hangi konularda daha kabiliyetli olduğunu, hangi dönemlerde kozmik etkiler altında kalarak nelere uygun olduğunu araştıran kompleks bir sembol dilidir.
Bu sistem, Güneş sistemimizdeki gezegenlerin, uydumuz olan ayın, Güneş sistemimiz çevresinde bulunan takımyıldızlarının bir başka ifade ile burçların içindeki hareketlerini ve birbirleri ile olan ilişkilerini inceleyerek çalışan bir sistemdir.
İçine doğmuş olduğumuz evren, keşfedilmeyi bekliyor.
Üstelik her insanın kendi algısınca astroloji, evrenin işleyiş mekanizmalarını ancak matematik bilgisi ile kavranacağı gerçeğinin ifade şeklidir.
.Astrolojinin kuantsal bir ilim ve Newton fiziği ile açıklanamayan tarafları mevcut.
Kuantum fiziği, klasik anlamdaki fiziksel maddenin enerjiye dönüştüğü bir alana sokar bizi.
O alanda, artık atom altı parçacıklar, hızla hareket eden enerji parçacıklarından başka bir şey değildir. Daha da ötesi, bu parçacıklar insan düşüncesinin yaydığı enerjiye yanıt verirler. Bu alanı gözlemleyen kişi ile gözlemlediği parçanın birbirinden bağımsız kopuk şeyler olmadığı çıkar ortaya.
Düşünce ile enerji; gözlemleyen ile gözlenen, iç dış, burası ve ötesi arasındaki ayırımlar kalkar. Heisenberg’in belirsizlik alanı dediği bu alana gönderdiğiniz düşünce paketçikleri varlık katar, belli hale getirir. Kuantum alanının bir noktasına yaptığımız bu etki, bütünü etkiler. Aynı zamanda siz bir şey düşündüğünüzde bundan tüm alan etkilenir. Kuantum fiziği fizik ile fizik ötesinin birbirine karıştığı bir noktanın adıdır.
Bilinç ya da bilinçaltı dediğimiz aslında nedir?
Buraya etki eden mekanizmalar neler olabilir?
İnsan iradesi nereye kadar kendi kontrolünde, nereden sonra sisteme teslim oluyor?
İnsan tam şuurlu bir varlık olsaydı solunum, sindirim gibi sistemlerin kontrolü kendisine verilirdi.
Bedenle ilgili kontroller insana verilmemiştir; çünkü insan bunları idare edebilecek kapasitede değildir. Bu işlemler kendiliğinden yürür. Evrensel enerjiler radyo dalgaları gibi her insana ulaşır. Burada her insan kendi potansiyeline, alıcılarına göre algılar, özümser ve farkında olur. Bunu yaşantısına aktarır ya da reddeder. Kendi iradesi bu güce sahiptir, Astroloji, insanı kâmil olma yolunu anlayabilenler için yorumlar.
Mevlana’nın da değil gibi “Kendini küçük görmeyi bırak; sen yürüyen bir evrensin.” ve Ebû Saîd el-Harrâz'ın “Kendini bilen rabbini bilir.” Sözleri oldukça etkileyici uyandırıcı olmakla birlikte bizlere bu konularda rehberlik etmektedir.
Herkese yaşam yolunda kolaylıklar dilerim...